Dijital zihniyet: Dönüşüm zihinde başlar
Dijitalleşme, sadece yeni teknolojileri kullanmaktan çok daha fazlasıdır. Şirketlerin düşünme, çalışma ve liderlik etme biçimlerini temelden değiştiren kapsamlı bir dönüşümdür. Dijital zihniyete doğru olağanüstü bir öğrenme yolculuğundan edindiğimiz bazı içgörüler ve öngörülerimizi paylaşıyoruz.
Dijitalleşme her şeyi değiştirir: şirketlerdeki düşünme, çalışma ve işbirliği biçimimizi, bireylerin ve grupların etkileşim biçimini. Bu, münferit iyileştirmeler meselesi değildir: "Dijitalleşme, süreçlerimizi nasıl yürüttüğümüzü, çalışma ortamımızı nasıl organize ettiğimizi ve tedarik zinciri boyunca müşterilerimiz ve ortaklarımızla nasıl çalıştığımızı tamamen yeniden düşünmemiz için bir fırsat sunuyor," diyor Dachser'in Geliştirme Direktörü (CDO) Stefan Hohm. Dachser'in misyonu, en entegre lojistik sağlayıcı olmak ve bu hedefe ulaşmanın tek yolu, şirketin genel olarak daha dijital hale gelmesidir. Hohm, "Ancak, dijitalleşmeyi yalnızca teknik açıdan düşünenler, yeterince ileri gidemiyorlar" diye devam ediyor. "Sonuçta, dijital dönüşümün başarısını veya başarısızlığını belirleyen her zaman insanlardır." Bu nedenle şirket, sadece teknolojik ön koşulları yerine getirmekle kalmayıp, aynı zamanda düşünce ve davranış kalıplarını aktif olarak teşvik etmek ve çalışanları doğru kararlar almaya teşvik etmek ve onlara yetki vermek gibi kapsamlı bir stratejik yaklaşım izliyor.
Bu, Dachser'in dijitalleşme stratejisinin merkezi unsurunun "dijital zihniyet" olduğu anlamına gelir. Dijital zihniyet, açıklık, öğrenme isteği ve değişime cesaret ile karakterize edilen bir düşünce biçimidir. Böyle bir zihniyet, Dachser'de dijital teknolojilerin sadece tanıtılmasını değil, aynı zamanda günlük lojistik faaliyetlerinde insanlar tarafından ve insanlarla birlikte etkili bir şekilde kullanılmasını da sağlar.
Eğitim yolu açar: Sanal öğrenme yolculuğu
Dachser için ileriye giden yol açıktır: Değişim eğitimle başlar. Sonuç olarak, şirket çalışanların bireysel gelişimine yardımcı olmak amacıyla dijital zihniyete yönelik sanal bir öğrenme yolculuğu başlatmıştır. Yeni teknolojilere erişim eşiğini en aza indirmek için dijital uygunluk kontrolü, mikro eğitim ve ters mentörlük gibi formatları kullanarak dijital becerileri oluşturmak ve güçlendirmek amaçlanmaktadır.
"Öğrenme, sadece içerik tüketmekten ibaret değildir; yeni çalışma yöntemlerine aktif olarak katılmakla ilgilidir".
Dr. Fabian Günther, Dachser Kurumsal Strateji, M&A Direktörü
2023 yılında dünya çapında 8.000'den fazla çalışanın katıldığı ilk dijital uygunluk kontrolü, şirket genelinde dijital alışkanlıklar, beklentiler ve ihtiyaçlar hakkında değerli bilgiler sağladı. Önemli bulgulardan biri, çalışanların yöneticilerinden dijital gelişmeleri aktif olarak yönlendirmelerini ve rol model olmalarını bekledikleriydi. Aynı zamanda, birçok çalışan günlük işlerinde dijitalleşmeyi daha iyi kullanmalarına yardımcı olacak hedefli öğrenme ve eğitim fırsatları istiyor.
Dachser'in Kurumsal Strateji, M&A Direktörü Dr. Fabian Günther, "Öğrenme, sadece içerik tüketmekten ibaret değildir; yeni çalışma yöntemlerine aktif olarak katılmakla ilgilidir" diyor. Ve bu, kurumsal biriminin DACHSER Akademi, şirket içi ve üçüncü taraf uzmanlar ve Köln şubesi ile birlikte tasarladığı sanal öğrenme yolculuğu ile mümkün oluyor. Dijital zihniyet ana fikri etrafında şekillenen bu yolculuk, beş boyuta odaklanıyor: dijital beceriler, sürekli iyileştirme, uyarlanabilir organizasyon yapıları, işbirliğine dayalı ortak çalışma ve müşteri & kullanıcı odaklılık.
Tersine mentörlük: Bir öğrenme diyaloğu
Bu yolculuk, örneğin ters mentörlük yoluyla, deneyim ve merakı hedefli bir şekilde bir araya getirmeye de önem veriyor. Bu formatta, genç çalışanlar dijital bilgilerini meslektaşlarına aktarabilir ve karşılığında meslektaşlarının mesleki ve yaşam deneyimlerinden yararlanabilirler.
Dachser'de Profesyonel Uzman Strateji ve Dönüşümden sorumlu Sulamith Roth, "Tersine mentörlük, hiyerarşilere değil, karşılıklı saygı ve güvene dayalı bir öğrenme ortamı yaratır" diyor. Bu format, esnek, pratik ve bireysel ihtiyaçlara göre uyarlanmış olması nedeniyle mevcut eğitim kurslarını değerli bir şekilde tamamlıyor.
Herkes tarafından, herkes için uygulamalar: Dachser'de çalışan geliştirme
Dijital zihniyetin özellikle canlı bir örneği "çalışan geliştirme"dir. "Clipboard'dan uzaklaşma" ruhuyla Dachser, kullandığı kağıt miktarını azaltmak istiyor. Çalışanlar, pratik deneyimlerine dayanarak günlük süreçleri dijitalleştirmek ve basitleştirmek için kendi uygulamalarını geliştirebilecekleri kodsuz bir platforma erişebilirler. Bu, lokasyonlar arasında süreçleri standartlaştırmayı ve bireysel prosedürleri dijital olarak haritalandırmayı mümkün kılar. Hohm, "Amaç, süreçleri daha verimli hale getirmek ve veri kalitesini belirgin şekilde iyileştirmektir" diye açıklıyor.
Kısa bir süre içinde, Dachser çalışanları, "smaps" olarak adlandırılan uygulamayı kullanarak, kamyon kontrol listelerinin ve gelen yük kayıtlarının oluşturulması gibi çok sayıda rutin lojistik süreci bağımsız olarak iyileştirdiler. Bu sayede, medya kesintileri, uzun iletim süreleri ve manuel veri girişi nedeniyle oluşan hatalar geçmişte kaldı. Sürdürülebilirlik açısından somut bir kazanç olarak, Aralık 2024 itibarıyla yaklaşık on milyon sayfa kağıt tasarrufu sağlanmıştır. Bu, sadece kağıt dosyaların azalması anlamına gelmiyor, aynı zamanda su ve enerji tüketimini, ayrıca faturaları da önemli ölçüde azaltıyor. Dahası, bu süreç optimizasyonları süreç maliyetlerini de önemli ölçüde düşürüyor.
Hohm, kodsuz platformda sezgisel uygulama geliştirmeyi sadece büyük bir fırsat olarak değil, aynı zamanda bir zorunluluk olarak görüyor: "Dijital teknolojiler, belirli kullanım senaryolarıyla bağlantılı olmadıkça tam potansiyellerine ulaşamazlar. Çalışan geliştirme, dijitalleşmenin günlük iş uygulamalarından nasıl ortaya çıkabileceğini gösteriyor." Dachser'deki çalışan geliştirici topluluğu şu anda Avrupa genelinde 1.250'den fazla çalışandan oluşuyor. Bu, dijitalleşmeye yönelik merkezi olmayan ve işbirliğine dayalı bir yaklaşımın da başarılı olabileceğinin cesaret verici bir işareti.
Geçiş sürecinde liderlik: Rol model olarak yöneticiler
Dijital uygunluk kontrolünün gösterdiği gibi, dijitalleşme sadece teknoloji ve uzmanlık gerektirmez, aynı zamanda yeni liderlik biçimlerini de gerektirir. Bu içgörü, Dachser'in liderlik ilkelerinin geliştirilmesine dahil edildi ve bu ilkeler, şirketin modern liderlik anlayışını ifade ediyor. Bu ilkeler, yönlendirme sağlamak, güven oluşturmak ve ekiplerin kendilerini organize etmelerini sağlamak amacıyla oluşturuldu.
Roth, "Liderlik ilkelerimiz, çevik zihniyetle yakından bağlantılıdır" diyor. "Bu ilkeler, dinamik bir ortamda cesur ve kararlı bir şekilde hareket etmemize yardımcı olurken, aynı zamanda net değerlere ve kılavuzlara bağlı kalmamızı sağlar."
Dijital yolculuğun yönü, birbiriyle yakından bağlantılı üç temel alana odaklanarak belirlenir: Birincisi, iş süreçlerinin tutarlı ancak her zaman mantıklı bir şekilde dijitalleştirilmesi; ikincisi, Dachser'in kendi nakliye ve depolama sistemlerinin sürekli olarak geliştirilmesi; ve üçüncüsü, çalışanların bu sürece dahil edilmesi ve olumlu bir dijitalleşme kültürünün oluşturulması.
"Dachser'de dijital dönüşüm, teknoloji ve kültürü eşit ölçüde kapsayan bir süreçtir," diyor Dr. Günther. Bu süreç, yeni beceriler, değerlerin korunması ve açık bir öğrenme kültürü gerektirir. "Çalışanlarımız dijitalleşmeye açık ve meraklıdır, ancak rehberliğe, öğrenmek için zamana ve yetkilendirme yoluyla rol model olan yöneticilere ihtiyaçları vardır."
Hohm için, Dachser'deki dijital zihniyet yolculuğu açık ve net bir hedefe götürüyor: "Dachser'de, dijitalleşmenin çalışanları desteklemesini ve yüklerini hafifletmesini istiyoruz, onların yerini almasını değil. Tam tersine. İnsanlar, gelecekte de bugün olduğu gibi depo operasyonlarımızın merkezinde olacak. Her zaman kendi başlarına düşünebilen ve günlük lojistikte gerekli olan birçok istisnayı yapabilen çalışanlara ihtiyacımız olacak. Dijitalleşme ise onların yanında güçlü bir müttefik olmalı."